aslında bir ankaralı olarak, ankara'da sahaf var mı yok mu bilmemem hala garip ama kendimce bulduğum sahaflar var tabi benim de... elbette sahaf kültürü ile büyümüş bir istanbulluya göre bunlara ne kadar sahaf denirse... bunlardan biri konur sokakta kapı 7 barın olduğu binanın ya yanında ya kendisindedir. açıkcası sahaf olmaktan öte elindeki kitapları çıkarmaya çalışan bir ucuz kitap evi havası vardır bu yerde. ama yine de yıllanmış kitapların kokusunu içinize çektiğinizde ne 'fazlasıyla' verdiğiniz parayo gözünüz görür ne de aslında aradığınız bir çok kitabın burada olmamasını. ama buranın da güzelliği, her kitapçıda olduğu üzere, elinizi attığınızda hayatınızda hiç görmediğiniz ve orada o anda olup da o noktaya o anda bakmasaydınız bir daha belki asla göremeyeceğiniz kitaplarla karşılaşmanızdır.fakat belki sık gitmediğimden şahsına mğtaasıp amcanın sürekli eşşek saatine denk gelmemden kaynaklı sahibini çabuk sıkılgan ve kırılgan ve agresif olarak nitelendirebileceğim bu sahafımsıdan çabuk soğuduğumu belirtmeliyim.
geçelim.
geçenlerde nene hatun caddesinden aşağı bıraktım kendimi önce tunalı sonra olgunlara düştü yolum.olgunlardan geçerken bir anda ters yüz olup yine yürüdüğüm tüm adımları geri sayarak Bal'ı kedi kabına koyup kabı da arkadaşıma uzatarak kendimi bir anda üzerlerinde tanesi 3 lira 2 tanesi 5 lira yazan kitapların arasında kaybettim. yasin -belki de bana öyle geldi ama- bi ara dehşet içinde bakıyordu bana ve sanırım bu konuda ne kadar da aç gözlü olduğumu farketmiş olmalı. inanmak güç ama süper şeyler de vardı aralarında o kitapların. söz konusu kitap ve okumak olduğunda dünyanın en ukala ve egomanyak insanı olabildiğimi keşfettim o gün mesela. 2 tane genç çocuk geldi ve biri şunu söyledi 'lan oğlum la. kitaplar 3 liraymış la...' dedi ve akabinde diyeri de 'bi skime benzemiolar ama hepsi boş...' dedi. o anda elimde hali hazırda 3 kitabı çoktan tutmuş olan ben, daha sonradan neden yaptığımı aslında çok iyi bildiğim ama keşke bilmeseydim dediğim bir bakışla çocukları süzüp devam ettim 4. kitabımı da aramaya... sıra 5. kitaba gelmişken yasin 'ya zeynep niye 5 e tamamlamaya çalışıyorsun anlamıyorum ki...' dedi. oysa ben 5 e tamamlamıyor kendimi kaybetmiş bir biçimde sapık gibi kitap almaya devam ediyordum. o an aklıma konu kitaplar olduğunda ne kadar bencil ve can sıkıcı bir insan olduğumu hatırlayıp neyse diyip cebimden sadece 10 tl çıkarıp 4 tane şahane kitaba sahip oldum...
sanırım olgunlardaki kitapçılar buna sahaf biçiminde yapmaktan çok ellerindeki saçma sapan kitapları çıkarmak olarak bakıyorlar ama farkında olmadan ya da olarak çok güzel bir sahaf hizmeti sunduklarını belirtmek isterim. hele hele benim gibi bir kitabın sıfırına 10 lira vericeğime ikinci üçüncü eline 10 lira veririm, zamanı koklar anılara sahip çıkarım gibi saçma sapan takıntılarınız varsa olgunlar sizin için kaçırılmaz bir nimet.
:)
aldığım kitapları da hemen aşağı not edip, keyifli bir cumartesi diliyorum.
1. jack london - uçurum insanları
2. steinbeck - cennet çayırları
3. gürsel - tarih boyunca türk - rus ilişkileri
4. preti - gençlik gençlik...
4. kitap faşist italyayı anlatıyor ve ilgimi çok çekti sanırım bu yüzden ilk ondan başlıyorum.
bir de tavsiye vericem.
lütfen okuduğunuz kitapları bir yere not edin ve zaman zaman açıp bunlara bakın ve hatırlamadıklarınızı ve sevdiğinizi düşündüklerinizi zaman zaman geri okuyun. eğer bunu yapmazsanız benim gibi 1. ve 2. sıradaki kitapları okumuş olmam lazım benim ama okumadım gibi ikilemlerle boğuşmaya başlarsınız...
sevgiyle ve güneşle ve umutla
:)
günün ve günlerin sözü
fly to who you are. =)
:) izlenmeli... <3>
1 yorum:
adil han' a gitmelisin bence .)
Yorum Gönder