22 Kasım 2008 Cumartesi

kimlik


bir çok insan gördüm tanıdım kendilerindeki hatayı kabul etmemek uğruna, kendilerini eleştren insanlara "aslında bende gördüğün yanlışlıklar senin kendinde görmek istemediklerin" diyen. aslında çok da haklılardır ancak anlayamadıkları nokta ben kendimde bir hatayı bir yanlışı görmek istemiyorsam onu yapmıyorumdur yada yapmamaya çalışıyorumdur ve karşına geçip seni düzeltmeye yada seni uyarmaya kalkıyorsam da zararını görmüşümdür ve sana da 'iyi niyetle' bence yapmamalısın diyorumdur.
ancak bu mantıkla düşünürsek bazı insanlar bunu yapmamı salt kötü niyete bağladıklarına göre kendimle çelişerek ve onların mantığını destekleyerek demeliyim ki ' içindeki kötü niyet olmasın sana bunları dedirten'

hayatımda hiç kötü olduğumu hatırlamam, en azından dışarıdaki insanlar için. dün duydum arkamdan 'ne soğuk kız o' diyorlarmış. beni yeni tanımaya başlayan bir insandan öğrendim. ne soğukluğu. insanlar yolda kolumdan çevirip sen hep gül olur mu derken, gülüşün bize güç veriyor derken, hangi soğukluktan bahsediyoruz.

evet insanların kötü dönemleri olabilir içlerine kapanabilirler ve ben her zaman gülemem. yaşadığım anın ve soluklandığım havanın kokusunu duymadığım bir dönemden çıktım ben. bırakın zaman zaman duruluyim, zaman zaman da arkadaşımın dostumun kucağında kütüphanenin ortası dahi olsa ağlayım. herşey biz insanlar için değil mi? niçin hep gülmek zorundayım.

bir çok zaman rol yapmadığım için yanlış anlaşıldım. kötü olduğum düşünülmedi belki ama can sıkıcı olduğum konusu ele alındı. can sıkıcı olmak. birisi birisinden ayrılır ayrılmaz başkasına atladığında ve sorduğunda ' aa ii yapmışsın cnm hı hı' demediğim ama 'bence şu ihtimalleri de bir göz önüne al bilmem ne kadar yakışır üzerinde bu durum?' diye sorup gerçekleri hatırlattığım için can sıkıcı olmak. yada hayatta olabilicek bir kaç olasılığı daha hatırlattığım için 'ciddi'likle suçlanmak. arkadaşım, ben sana olabilecekleri anlatırım sen gidip en kötüsünü yapsan da benim için aynı insansındır. görüş beyanlarım senin iyiliğin ötesine değildir. yoksa bu böyle düşündüğümden değildir.


gel gelelim,'ah zeynep benim arkamdan konuşuyor' furyasına. ben kimin arkasından konuşuyormuşum merak ediyorum. kendi kafasından senaryo yazıp da bunları ona buna anlatıp ah zeynep dedi diyen o kadar çok insan var ki... ama benim amaçlarım oturup sizlere birer birer yada otururp SANA bir bir cvp vermek değil. işimdeyim gücümdeyim. zaten kafamda durmadan olasılık hesabı yapan yorucu bir mekanizma varken bir de bunları sokasım yok oraya. kaldı ki, eminim benim hakkımda da ona buna 'deli' olduğum ve 'yapmayacağım' şeylerle ilgili yapabilme ihtimallerim anlatılıyordur, eskiden bana başkaları hakkında anlatıldığı gibi.

gülüyorum.
bazen küfrediyorum, sonra geri alıyorum. bazen diliyorum sonra geri alıyorum..
çünkü enerjim o kadar yüksek ki, istediğimde ve dilediğimde olabileceğini biliyorum. ben bu torpili iyi şeyler için kullanmayı dilemezken, niçin kötü bişey için kullanmalıyım ki.
durup düşünüyorum.
bu kötü niyeti içime kim soktu yad a kim açığa çıkardı diye.

biliyorum ama tanımıyorum..


ben mutluyum
sevdiklerimin yanında.

Hiç yorum yok: