22 Aralık 2008 Pazartesi

ulak


değişik bir filmdi. çekimden çok hikaye beni sardı sarmaladı. o kadar masal o kadar hayal ürünü ama o kadar gerçek ki... yine de filmin bir yerinde bunu izlemeye ihtiyacım varmiş dedim. derslerle kıssadan hisselerle öğütlerle dolu bir hikaye.
çetin tekindorun oyunculuğu zaten ıssız adam da bile ağlamayan beni hüngür hüngür ağlatıcaktı neredeyse gözlerim doldu ve dolduğu gibi kaldı bir yerde. dehşet içerisinde izledim.
dediğim gibi sinana msn de defalarca abi kim kurgu kimin hikaye kimin diye sordum. zira filmi değil kitabı olsa çok keyifle altını çizerek okuyacağım bir kitap olurmuş.
oturup bir gün bir kez daha izleyeceğim yerleri var aklıma yazdım. notlarını düşerek izleyeceğim yerler hem de. ama kötülük asla yerde kalmaz. bir kez daha inandım.
onur yüzügüllüye teşekkür etmeliyim sanırım. eğer bana çağan ırmak'ın bi ulak ını beğendim başka bir filmini beğenmedim demeseydi bu film benim dikkatimi asla çekmezdi belki de hafızamı zorlamasam hatrımda bile olmazdı varlığından bile haberdar olduğumu unuturdum.

sonra... müzikler zaten ayrı güzeldi filmdeki. bir an önce bir yerden bu film müziklerini edinmem lazım. savaş abiye de vermem lazım...

filmin afişinde de dediği gibi


bazen tek çare, bir hikayeye inanmaktır.


ek: yalana değil hikayeye...

hayran oldum.
hikayesine hayran oldum filmin.
verdiği derslere öğütlere hayran oldum filmin...



Hiç yorum yok: