türban diktasını iran devriminin basamağı olarak görüp yaygara koparanlara alayla bakan türban taraftarlarını asla anlayamayacağım. herkesin dilinde bir Türkiye İran olmaz sloganı var. oysa ki, bu korkuların yerli sebepleri var. hepsinin altında boş kemalizm ya da kuru kuruya atatürk putçuluğu yatmıyor. yakın geçmişimize baktığımızda almanyada var olan tarikat örgütlenmelerini ve bunların içinde en yaygın olan milli görüşçüler ile kaplan hocacıları hatırlayanlar olacaktır. ve ister kabul edilsin ister kabul edilmesin kaplancılar olarak anılan cemalettin kaplanın yolundan giden kişiler türkiyede hala bulunmakta. üstüne üstlük ta 1980lerde federal almanyada var olan milli görüşçüler bile zamanında kaplanla yollarını ayırırken kaplanın iran devrimi taraftarlığından rahatsız olmuşlar. komik olan o dönem suudi arabistanda rabitat-ül islam ya da kısa adı ile rabita örgütü adı altında geçen bir örgüt Dr. Rıza Nurun 1927 ya da 1929 olacak, zamanında kaleme aldığı hayat ve hatıratım isimli kitap ile sanem adam isimli kitapları el altından almanyadaki tarikatlere dağıtıp, tarikat geliri için kullanırken, şimdi açık ve seçik ulaşabileceğimiz hayat ve hatıratım isimli kitabın yazarı dr. rıza nur türk kurtuluş hareketi içerisinde yer alan 'TÜRKÇÜ???' bir şahıs olarak anılıyor. saçmalık diz boyu. adam atatürk düşmanı ama tüm atatürk seven türkçülere gözboyası ile dağıtılıyor bu kitap şimdilerde ve hepsi riza nur un aşığı. oysa ki amcamız 1927 yılında yazdığı bu kitabı british museum a emanet etmiş ve 1960 tanönce yayımlanmasını yasak etmiştir. ve türkiyedeki tüm irticai hareketlerin ateşlendiği dönem - ki buna türban da dahildir - 1960 sonrasıdır.
ek olarak: ek olarak bu kitap, yani Dr. Rıza Nur'un hayatım ve hatıratım isimli kitabı, 1960 lardan itibaren başta almanyadaki 'yetim' türkler olmak üzere bir çok türkiye vatandaşı üzerinde irticai hareket başlatmak amaçlı gençlere empoze edildi. amaç atatürkten ve devrimlerinden gençleri soğutup islam rejimine yakınlaştırmaktı.
resmen komik ve kör milletiz vesselam. bayılıyoruz ahah kemalist ahaha laikÇİ diye damgalamaya insanları anlayıp dinlemeden. şeri yasaların gelmesinden korkanlarla alay ediyoruz ama almanyadaki tüm hareketlerin merkezinde - inkar da edilse MSP lilerin var olduğu bir gerçek. sonuç itibariyle her ne kadar milli görüş teşkilarları o dönem federal almanyasında kendilerini ne sağcı ne solcu olarak nitelendirseler ve genel sekreter ali yüksel çoık mantıklı laflar etse de, bugunkü türkiyenin temeli o zamanlardan satranç adımları ile gelmişse ve o zamanlar hayal edilen durum 20 sene içersinde gerçekleşmise afedersin de burdan kocaman nah çekerim iyi niyetli islam modeline.
1 yorum:
Yorum Gönder