27 Ekim 2010 Çarşamba

BEN donsuz giremiyorum, o zaman SEN DE donla girme : Türban 2

Bir kaç gündür duyup yaşadıklarımı aklım almıyor. İnsanlara özgürlük diye dolaşırken, kapalı arkadaşlarımızın 'acındırma' senfonisine kendimi o kadar kaptırmışım ki, onlar kendilerinin 2. sınıf muamele gördüklerini savunurlarken, aslında başı kapalı olmayan bir kadın olarak toplumda nasıl da 3. sınıf olarak görüldüğümü görememişim. Eğitim hakkı adına türbanı savunurken, bu kadar terbiyesiz insanların arkasında durduğumu bilmiyordum, gördüm iyi oldu. İyi niyetli yaklaşıyorsun diyenlere gözlerimi kısıp tıslayarak asıl 'siz' çok kötü niyetlesiniz derken, ne kadar da safça ve toyca olaylara bakmışım.



İlk yediğim vurgun, eğitim hakkı mecburidir diye bağırırken, pat diye kamusal alana da sıçramak isteyen zihniyetten geldi. Tavır çok çirkindi. Senelerce uğraşılmış ama özgürlük adına YÖK tarafından dikta ile gelmiş - değer açısından kendi içerisinde çelisen - bir serbeste ile tam anlamı ile 'buldumcuk' olan bir kesim, bu sefer çılgınca kamusal alana sıçramaya kalktı. Kamusal alanda türbana karşı çıktığımda ise, bir hafta önce eğitim özgürlüğü diye bağıran beni demokratlıkta yere göğe koyamayan türbanlı erkekler ve kadınlar, bir hafta sonra beni faşist ilan ederek, bana etmedikleri hakareti bırakmadılar. Kaldı ki, özgürlüğü bu kadar savunan insanların karşısına geçip, benim de düşüncelerim olabileceğini bana da özgürlük tanınmasını istediğimde, senelerce 'siz açıklar' yeterince özgürlük hakkınızı kullandınız cevabı verdiler. Hep kendi dinlerine saygı gösterilmesini isteyip, saygısızlık da değil, inanmadığınızı belirtip bence muhammed lider bir insandan öte değildir dediğinizde sizi recm etme isteği ile yanıp sönen bakışlarını görmeniz gerekirdi. Edep ya Hu gibi sessiz çığılklar içerisinde 'saygı göstermek zo run da sın!' tepkilerinin altında yatan, fikri saygısızlığı ise görmemeleri ne acı.





Aptal gibi hissetmeme sebep olan ikinci olay ise, seneler önce karşı çıktığım, karşı çıkıyor olduğum ve karşı çıkacak olduğum anlamsız söylem. 'Siz mini etekle girebiliyorsunuz da biz türbanla neden girmeyelim'. Hep aynı tepkiyi verdim hep de vereceğim. Bu söz yanlıştır efendim. Mini etekle türbanı bir tutuyorsanız zaten giymezsiniz olur biter. Kaldı ki, kutsallarınız adınıza başınızı örttüğünüz örtüyü mini etek gibi bir 'bez parçası' ile bir tutup, sonra da bize saygı duyulmuyor diyemezsiniz. çünkü değerlerin tam anlamını çözememiş olan sizlersiniz. Haydi tüm bunları geçtim, bunun vb gibi söylemlerin altında, bize DE özgürlük değil de, bize yoksa size DE özgürlük YOK. anlamı yatar. yani, yengeç sepeti. içinizden biri özgürlüğü elde etmeye giderken, madem sizler öyle değilsiniz hemen çekip onu da aşağı alın.. Ve bu çirkin bir hırstır. Bu hırs o kadar çirkinleşmiştir ki, görevinden iftira ile alınan hakimin konusu açıldığında bile, ee biz çok çektik biraz da siz çekin diyebilecek 'kadınlar' yetiştirmiştir. bu öyle bir hırstır ki, fikir beyanı için YTÜ de türban karşıtı eylem yapan kişilere önce 'Müslüman Gençler' olarak saldırma hakkını kendinde görmeyi gerektirir, sonrasında da bu çocuklar okuldan uzaklaştırıldığında 'hep türbanlılar mı acı çekicek biraz da siz çekin' demeyi getirir. Komik olan ise, biraz da siz kısıtlanın diyen kesimin kendisini özgürlükçü ve demokrat adletmesi. Ve hatta, kendileri eylem yaparken özgürlüğü savunuyor oldukları için kendi savaşımlarını haklı görüp, karşıt görüşe asla müsamaha etmemesi... yazık



Ancak tüm bunlar arasında beni en çok kızdıran ve iyi niyetime şiddetle karşı çıkmama sebep olan olay, açıklar ile kapalılar diye ayrılan iki kesim kadın yaratılması sonucu, kapalıların namuslu açıkların ise çekirdekten yetişme orospu olarak görülmesi durumudur. Bir arkadaşımız, sırf tepki ölçmek için bir türbanlıyı yatapa nasıl atarız gibisinden absürt bir soru sorduğunda, çok kızmıştım. Bir kadını yatağa atmak ne demekti? Nasıl bir terbiyesizlilkti bu? Ama sonradan gördüm ki yine ne kadar aptalmışım. Sorunun altında aranan farklı bir şey varmış. Ve konu erkekler tarafından tek ele alınıp, açığı varken kapalıya niye vakit harcayayım, açıklar daha rahat veriyor, açığı attın da kapalısı kaldı, kolayı varken zoruna neden uğraşıyım, namussuzu varken niye namusluya dalaşıyım' a getirildi. İnanır mısınız gördüm ki, benim hatam herkesi çevremdeki insanlar gibi adledip olmaz ya hu diye bakmamdan kaynaklanıyormuş. Oysaki %70 üniversite gençliği bunun böyle olduğunu düşünüyormuş...





Örnek olarak sunmak istediğim basit bir konuşma;



X kişisi, bu konuşmada yalnızca kadınların ele alındığını savunmuş ben de duyduklarımdan hayır efendim, sadece kadın olduğu için değil türbanlı olduğu için o kadar tepki aldı o soru demişim ve konuşmanın devamı;



X KİŞİSİ:

Senin dediğin gibi sadece türbanlı diye tepki gösterenlere de haksız diyemezsin ki. Şimdi biri çıkıp .... üniversitesinin kızlarının hepsi veriyor gibi bi başlık açsa o üniversitenin öğrencileri tepki gösterse haksızmı olur...İşte o yüzden inandıkları şey uğruna tepki göstermeleri normal değilmi?



Ayrıca tepki gösterenler açıklar daha rahat verir gibi bişey demişlerse af buyur...Ayrıca benim tepkim böyle bir başlığın altına bu kadar yorum yapıp fantaziye ortak olmalarıydı:)



Zeynep

hayır efendim üniversite ile ilgil verdiğin örnek ancak laf ebeliği olabilir. konu bambaşka.



başlığın amacını anlamam zaman aldı ama iyi ki de açmış diyorum çocukcağız bu başlığı çünkü insanların açıklar veriri kapalı namusludur diye düşünebileceğine inanmak istemezdim. bunu görmüş oldum. af buyurulcak durum değil ki konuşn erkeklerin %90 ı böyle idi.



ayrıca vermek de namus tanımı mıdır o da değişir.



X KİŞİSİ

aksini söyleyemediğin birşey laf ebeliği olamazki... Gördüğüm dediğin şeyde ayrıca malesefki gerçek. Vermek kelimesini kullanmak istemiyorum ama açıklar kapalılara göre daha çok cinsellikle ilgililer. Bu yadsınamayacak bir gerçek,Çünkü onlara bu küçüklüklerinden beri empoze edilen birşey.. Ama tekrar diyorum açıklarla daha kolay...Cinsel ilişkii namussuzluk tanımı olmayabilir ama namus diye bir kavram varsa buda o epizotlardan biri olsa gerek...



Zeynep

Vermek kelimesini kullanmak istemiyorum ama açıklar kapalılara göre daha çok cinsellikle ilgililer. Bu yadsınamayacak bir gerçek,Çünkü onlara bu küçüklüklerinden beri empoze edilen birşey.. Ama tekrar diyorum açıklarla daha kolay...



demişsin yadaha da konuşmam

Hiç yorum yok: