15 Kasım 2008 Cumartesi

inandırsana...

en sıcağındayken bile çektiğin nefesin , insanın içinin üşümesinden ötesi değildir aşk.
zaman zaman donup kalakalmaktır.
bazen anlamsızca uzaklara dalmaktır ama hayır, kimse beni her kalp atışının aşk olduğuna inandıramaz ve aşıkken her an kalbinin delicesine çarptığına ya da ben hiç aşık olmadım ve dinim dediğim toprak anaya olan inancım da yalan.
aşığım evet, ama sanılanın aksine bir erkeğe ya da bir dişiye değil. aldığım nefese aşığım, kokladığım havaya ve her gün üzerine basıp geçtiğim toprağa aşığım ve bunlardan öğrendiğim şudur ki, bazen insan aşık olduğunu çiğneyip geçer ve bazen içine çeker ve bazen boynundan başlar koklamaya usulca... çoğu zaman da unutur gider, kalbi gördüğü biri için attığında aşkını bitti sanar, heyecanına kulp takar. oysa ki kimse beni inandıramaz bu kadar kolay değildir aşık olmak ve sevmek ve unutmak.

aşk ise dokunduğun her gün ışıdığında usulca, soyut kavramlar arasında kendini oturttuğun bir somutluk yoksa ve en mutluyum dediğin anda bile bir eksik varsa içinde, ne kadar nefret de etsen, unuttuğun bir şey vardır bir yerlerde.
inkar ettiğin yanılsamlar yaftası yapıştırdığın heyecan duymadığın farkında olmadan yitirdiğin aşkından başkası değildir o eksik ve hayatı kabullenişe başlarsın o anda, aşık oldum sanrıları mutluluk sanrıları ve huzur sanrıları ile...




tori amos - winter.