3 Ocak 2009 Cumartesi

şaşkın olmanın keyfi


şaşkınlık güzeldir, keyiflidir.. kendini olduğun an içine salıverirsen... eğer şaşkoloz gibi gidip yanlış otobüse binmeseydim, fotoğraf çekilebilecek o kadar yer keşfedemeyecektim. ya da öüüfff sınavım var benim bir bu eksikti diye söylenseydim, eminim yağan o lapa lapa kar altında görünen o gecekonduların romantik-realist duruşunda garip bir huzur bulamayacaktım( büyüyünce ya cezmi ersöz olucam ya da bu terbiyesiz ağzımla bukowski :) ) her neyse, iyi ki binmişim o yanlış otobuse. 1.5 saat daha kaybettim ama nasıl güzel tatlar kaldı dilimde damağımda yüreğimde ruhumda (yemeğimi yemeden el açtım tanrım sana akıl sıhhat doğruluk iyi huylar ver bana. amin ) mesela , her halde kimse evine özel otobüs tutup gitmemiştir :p ben gittim bugün.. yanlış otobüse binince belediye şöforü özel şöforüm ve koskoca otobüs de özel otobüsüm oldu... biraz ilerde yürümek bu soğuk gibi havada belki bir çok kişiyi söylendirebilir ama ben halimden memnunum... ve düşünüyorum da hayattaki her olumsuz duran olgunun tadını çıkarmaya bakmalı... ancak öyle öğrenir insan.. biber acı diye yemekten kaçan biri biberin tadını asla bilemez. kafasında yarattığı tada damgayı bulur ve biber sade acı değildir falan... felsefecilerle çok vakit de geçirmiyorum bu ara ama neden saçmalıyorum bilemedim :p [şaka lan!]









aslında sana çok yazasım vardı. saçma sapan bir blog olucaktı günümü anlatıcaktım. nasıl güzel geçtiğini. tiyatro dersine kadar eşşek gibi çalışıp tiyatro dersinin çıkışında kar şarap yaparken nasıl eğlendiğimizi en detayına kadar anlatıcaktım ... oyun çalışmasında nasıl koptuğumuzu gökhanın orgazm naraları ile dolu ŞEF ŞEF ŞEF diye bağırışlarını, yine bana doğaçlama patlaması ihtimalini, fotoğraf makinemin (kırpık) benim hayatımı nasıl kurtardığını (kara yatırmaktan vazgeçtiler makinem var diyince mesela), herşeyi detaylıca anlatıcaktım. çünkü çok sevdim ben bu günü..(:p gökhanı kara yatırma umuduyla kurduğu timin gökhanın bileğini bükemeyince gökhan emri ile maliyi kara yatırma anı :) ayıp günah. hadi adam kazdığı kuyuya kendi düştü de lan siz de ne dönekmişsiniz.. çingeeeen! ler :p )







(-içsek mi. - bilmemben yurda gitcem. - abi kızılay var mı kızılay - ben emreyle buluşcam valla bu gün gelemem.. - eh ben film analizi ödevini bitiremedim daha. bi de yarın bi prova daha var.. - ya sinemaya mı gitsek. - en ucuzu neresi şimdi nerde yiyelim. - kızılaya gelin lan benle. ama emreyle buluşcam :op)

tabi bugunden güzel dersler de çıkardık. iki kişiyi hayatıma en derinden geri aldım. biri Emre diğer ise Gökhan. burçini gördüm sunshine ı tualet olarak kullanmak üzere içeri adım attığımda :) oturup konuşurken gökhan girdi içeri ve burçin gökhanı çağırdı. tripleşirken biz ben dayanamayıp boynuna sarıldım. bazı insanlardan zor vazgeçiyorum. sadece gözden ırak gönülden ırak muhabbetine.. karşıma geldiklerinde içim acıyor dokunamadığımda.. nasıl mutlu oldum.. ikinci ana ders ise emreydi. aylarca o arasın o arasın diye birbirimizi beklemişiz ve 5 inde gidiyor. ne güzel di mi.. aylar sonra en yakınımız ayrılıyor ve bizim bir tek pazartesi onu amerikaya uğurlarken görüşme şansımız var.. komik.. hayat küsecek kırılıcak kadar uzun değil cidden.. sabit de değil...




(kaç burdan gel amerikaya dedi emre bana.. kaçmak değil uzaklaşmak da deil ama bir drama okulu neden olmasın... ya da belki yine de akademi diyerek doktora ya da post doktora neden olmasın... )

böyle işte...
yılın ilk boktan kardan adamcığını yaptım bugün. terbiyesizim az ama adını boktan koydum ki ben onun :)
ve kara ilk kez elimi bastım bu sene...














bunun dışında şu saat oldu Altuğ hala msn de değil. şaşılacak şey doğrusu. bence altuğ gelmeden çalışıyım hemen de altuğ ile konuşuyum. çok gülüyoruz karşılıklı =)







(yukarıda adını verip prntscrn de neden karaladığımı anlayamadım ama ben de garip bi insanım. :p ŞIMAR LAN ALTUĞ!' :) )

gel gelelim fasulyenin faydalarına...
8 ocak y mori konserinin afişlerini ifin orda 280120 kez gördüm.. keşke Emre de olsaydı dedim.. ama yok . attaa...
:/

bekliyoruz.
mutluyuz
yarından umutluyuz


mütemadiyen saçmalıyorum
kola kafa yapar mı ?






(burnumu yaptırıcam evet. hem de senden önce Nazli)




ek: ha bi de... her ne kadar evin içi 100 derece de olsa, daha şortla oturucak hava gelmemiş..
DONDUM



muck!

Hiç yorum yok: